Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Onurkan İdacı, “Rhinoplasti yani burun estetiği burundaki doğumsal ya da sonradan meydana gelen şekil bozukluklarının cerrahi olarak düzeltilmesi işlemidir. Çok ciddi fonksiyon bozuklukları ve deformiteler olmadığı sürece burun gelişiminin tamamladığı 18 yaş sonrasında yapılır. Estetik düzeltimle birlikte birçok kişinin muzdarip olduğu burundan nefes alma güçlüğü de bu operasyon esnasında düzeltilebilmektedir.
Burnun tüm yapıları aynı anda ele alınabileceği gibi hastanın beklentisine göre kısmi düzeltimler de yapılabilir. Uygulanacak prosedürün büyüklüğüne göre lokal ya da genel anestezi altında gerçekleştirilen bu işlem yaklaşık iki saat sürmekte, ameliyat sonrası ağrıya sebebiyet vermeyerek korkulacak bir ameliyat olmaktan uzaklaşmaktadır.
Hastalarımızın hemen hepsi aynı gün içinde taburcu edilmekte ertesi günden itibaren de günlük hayatlarına geri dönebilmektedir. Prosedürün büyüklüğüne göre burun üzerinde alçı veya bantlar bulunabilmekte bunlar da bir haftalık süre sonunda çıkarılmaktadır. Yaptığımız işlemlerin hiçbirisinde hastayı korkutan tampon kullanılmamaktadır. Alçı çıkarıldıktan sonra hastamız yeni burnuyla tanışmakta ancak ödeminin azalması ve burnun son halinin net görülebilmesi için birkaç ay sabretmesi gerekmektedir. Olası gözaltı morluklar bir haftaya kalmadan kendiliğinden geçmekte, yardımcı ajanların kullanımı süreyi kısaltabilmektedir.
Ameliyat sonrası önlem amaçlı birkaç kalem ilaç yaklaşık bir hafta süreyle önerilir. Ameliyat görülebilen bir izle sonuçlanmaz. Daha önce başarısız burun ameliyatları geçirmiş hastalarda prosedür biraz daha ağırlaşmakta, mevcut eksikliklerin giderilmesi için kulak veya kaburgadan kıkırdak parçalarının alınıp burnun restorasyonu için kullanılması gerekebilmektedir” dedi.
Uzman ellerde son derece başarılı sonuçlar veren işlemin yüzün odak noktası olan burunda meydana getirdiği düzelmeyle kişinin kendini daha iyi hissetmesini ve nefes alıp vermesini kolaylaştırarak yaşam kalitesinin artmasını sağladığını ifade eden Op.Dr. İdacı, “Çağdaş olarak yapılmaya başlandığı günlerden bu yana işlemle ilgili birçok yöntem değişime uğramış, cerrahi tekniklerin değişim ve gelişimini toplumun güncel beklentileri şekillendirmiştir.
İşlemin popüler olmaya başladığı yıllarda uzman hekim sayısı çok az ve işleme ulaşabilme yetisi maddi olarak daha kısıtlı olduğundan sadece belli bir kitlenin erişiminde kalmıştır. Dolayısıyla bu alanda da zamanın modası olarak nitelenebilecek şu anda bizlere yapmacık gelebilecek sonuçlar ortaya konmuştur. Günümüzde ise toplumsal beklentilerin bu konuda da döneme ayak uydurmasıyla fonksiyonellik ve doğallık beklentisi ön plana çıkmıştır.
Genel popülasyonun yaklaşık yüzde seksen beşinde var olan burun şekil bozukluğuna yaklaşım şu an için kliniğimizde; hastanın beklentilerini de göz önünde tutarak, dokuya ve fizyolojiye saygı çerçevesinde, yaşına, cinsiyetine, yüz hatlarına ve sosyokültürel yapısına uygun olarak, kendisini yeni tanıyanların daha önce burun estetiği yaptırdığına kanaat getiremeyeceği şekilde, ideal açı ve ölçülere sahip bir burun tasarlanarak ve fonksiyonellik esas alınarak yürütülmektedir.
Rinoplasti yani burun estetiği burundaki doğumsal ya da sonradan meydana gelen şekil bozukluklarının cerrahi olarak düzeltilmesi işlemidir. Burnun tüm yapıları aynı anda ele alınabileceği gibi hastanın beklentisine göre kısmi düzeltimler de yapılabilir. Burun sırtında, ucunda veya kanatlarında birbirinden bağımsız deformiteler görülebilir. Kemik, kıkırdak ve yumuşak dokularda yapılacak işlemler ile bu deformiteler düzeltilir. Uygulanacak prosedürün büyüklüğüne göre lokal ya da genel anestezi altında gerçekleştirilen bu işlem yaklaşık iki saat sürmekte, ameliyat sonrası ağrıya sebebiyet vermeyerek korkulacak bir ameliyat olmaktan uzaklaşmaktadır.
Çok ciddi fonksiyon bozuklukları ve deformiteler olmadığı sürece burun gelişiminin tamamladığı 18 yaş sonrasında yapılır. Estetik düzeltimle birlikte birçok kişinin muzdarip olduğu burundan nefes alma güçlüğü de bu operasyon esnasında düzeltilebilmektedir. Hastalarımızın hemen hepsi aynı gün içinde taburcu edilmekte ertesi günden itibaren de günlük hayatlarına geri dönebilmektedir.
Prosedürün büyüklüğüne göre burun üzerinde alçı veya bantlar bulunabilmekte bunlar da bir haftalık süre sonunda çıkarılmaktadır. Yaptığımız işlemlerin hiçbirisinde hastayı korkutan tamponlar kullanılmamaktadır. Alçı çıkarıldıktan sonra hastamız yeni burnuyla tanışmakta ancak ödeminin azalması ve burnun son halinin net görülebilmesi için birkaç ay sabretmesi gerekmektedir. Olası gözaltı morluklar bir haftaya kalmadan kendiliğinden geçmekte, yardımcı ajanların kullanımı süreyi kısaltabilmektedir. Ameliyat sonrası önlem amaçlı birkaç kalem ilaç yaklaşık bir hafta süreyle önerilir. Ameliyat görülebilen bir izle sonuçlanmaz” diye konuştu.
Daha önce başarısız burun ameliyatları geçirmiş hastalarda prosedürün biraz daha ağırlaştığını kaydeden Op.Dr. İdacı, “Bazı hastalarımızda mevcut eksikliklerin giderilmesi için kulak veya kaburgadan kıkırdak parçalarının alınıp burnun restorasyonu için kullanılması gerekebilmektedir. Ameliyat süresi değişken olmakla birlikte ortalama 3 saattir. Revizyon ameliyatları sonrasında hastalar için değişen tek şey eğer farklı bir bölgeden kıkırdak alındıysa bu bölgenin pansumanı olacaktır. Burun bölgesi için ameliyat sonrası süreç, ilk ameliyatlara göre farklı olmayacaktır.
Çağdaş olarak yapılmaya başlandığı günlerden bu yana işlemle ilgili birçok yöntem değişime uğramış, cerrahi tekniklerin değişim ve gelişimini toplumun güncel beklentileri şekillendirmiştir. İşlemin popüler olmaya başladığı yıllarda uzman hekim sayısı çok az ve işleme ulaşabilme yetisi maddi olarak daha kısıtlı olduğundan sadece belli bir kitlenin erişiminde kalmıştır. Dolayısıyla bu alanda da zamanın modası olarak nitelenebilecek şu anda bizlere yapmacık gelebilecek sonuçlar ortaya konmuştur. Günümüzde ise toplumsal beklentilerin bu konuda da döneme ayak uydurmasıyla fonksiyonellik ve doğallık beklentisi ön plana çıkmıştır.
Genel popülasyonun yaklaşık yüzde seksen beşinde var olan burun şekil bozukluğuna yaklaşım şu an için kliniğimizde; hastanın beklentilerini de göz önünde tutarak, dokuya ve fizyolojiye saygı çerçevesinde, yaşına, cinsiyetine, yüz hatlarına ve sosyokültürel yapısına uygun olarak, kendisini yeni tanıyanların daha önce burun estetiği yaptırdığına kanaat getiremeyeceği şekilde, ideal açı ve ölçülere sahip bir burun tasarlanarak ve fonksiyonellik esas alınarak yürütülmektedir.
Uzman ellerde son derece başarılı sonuçlar veren işlem yüzün odak noktası olan burunda meydana getirdiği düzelmeyle kişinin kendini daha iyi hissetmesini ve nefes alıp vermesini kolaylaştırarak yaşam kalitesinin artmasını sağlar. Bu alanda uzun yıllardır çalışmalarını sürdürmekte olan Estetik ve Plastik Cerrahi uzmanları her zaman en güvenilir seçenektir. Farklı branş uzmanları da son yıllarda burun ameliyatlarıyla ilgileniyor olsalar da, benzer tecrübe ve birikime ulaşmaları için önlerinde kat etmeleri gereken uzun bir yol bulunmaktadır” açıklamalarında bulundu.